yazgım, umut etmenin yorgunluğu üzerine yazılmış sanki.
hep ümitvâr olmuşsun hayattan ama her seferinde başa sarıp yarıda bırakmış seni. bazen tam bıraktığı yerde ağlatmış, bazen gözyaşının akmasına bile değmemiş. yine de devam etmişsin kaldığın yerden, yorgunluğuna aldırmadan. umudunla yürümüşsün o yolu. bu sefer yorgunluğum geçer belki diye dinlenmek istediğin her yer, yeni bir yorgunlukla yolcu etmiş seni. üstelik yolcu ettiğinin haberini bile vermemiş sana, yolda tek kaldığında anlamışsın gideceğini.
şimdi ya umutlar çoktan bitmiştir ya da yeni umutların vakti gelmiştir. kim bilir ; dinlenmek için gittiğin yerde, dinlenmek istediğini hissettiğinde anlayacaksın belki.