22 Nisan 2025 Salı

seni yeniden görmek çok güzeldi

 bugün çocukluğumla buluştum.


giderken ona bir buket çiçek aldım gördüğünde çok heyecanlandı ve "doğum günüm bile değil neden aldın" dedi, ben de "içimden geldi, seni seven herkesin içinden gelir zaten" dedim ve pembe yanaklarından öptüm.


buluşmaya tam vaktinde gelmiştik ve yeni şeyler denemek ikimize de hâlâ heyecan verdiği için menüdeki en garip isimli içeceklerden söyledik.


ikimiz de süslenip rengârenk giyinmiştik, gözü kolyeme takıldı ve "aaa çok güzelmiş bu, ağaç mı var burada" dedi ben de "evet bu hayat ağacı, annem almıştı istersen senin olabilir" dedim, gözleri ışıldadı; sürekli teşekkür etti ve durup durup kolyesine baktı.


bana hiç aşık olup olmadığımı sordu, ben de gözlerim dolarak aşkın beni çok incittiğini söyledim, bana hayal kırıklığıyla baktı ve "belki de aşkın ne olduğunu öğreten kişiye denk gelmedin daha" dedi, ben de bu yaşında bu cümleleri nasıl kurabildiğine hayret ederek duraksadım.


bu yaz mezun olacağımı ve onun yaşında bir sürü çocukla dolu bir meslek yapacağımı söyledim, biraz kıkırdadı ve böyle bir meslek yapacağından şüphem yoktu dedi. o da yaz tatili yaklaştığı için çok heyecanlı olduğunu söyledi "anneannemin yanına gideceğim, onu ve onunla olmayı çok seviyorum" dedi, ben de gittiğinde benim yerime de sarılıp koklar mısın onu, ben ona son kez sarılamamıştım dedim, bunu duyunca gözleri doldu ve nasıl yani yanına gidemeyecek miyim artık dedi, ben de yanına gitmekten vazgeçmeyeceğini ve kalbindeki yerinin hiç değişmeyeceğini söyleyerek gözyaşlarımızı sildim.


kalkarken babam beni almaya gelecek sen de gelmek ister misin bizimle dedi , ona artık evimin başka şehirde olduğunu ve otobüsü kaçırmadan gitmem gerektiğini söyledim.


giderken bana sımsıkı sarıldı ve "içindeki beni hâlâ yaşattığın için teşekkür ederim seni çok sevdim" dedi, vedalaştık.



12 Nisan 2025 Cumartesi

dinlemek isterseniz, dinlenmek istiyorum

yazgım, umut etmenin yorgunluğu üzerine yazılmış sanki. 


hep ümitvâr olmuşsun hayattan ama her seferinde başa sarıp yarıda bırakmış seni. bazen tam bıraktığı yerde ağlatmış, bazen gözyaşının akmasına bile değmemiş. yine de devam etmişsin kaldığın yerden, yorgunluğuna aldırmadan. umudunla yürümüşsün o yolu. bu sefer yorgunluğum geçer belki diye dinlenmek istediğin her yer, yeni bir yorgunlukla yolcu etmiş seni. üstelik yolcu ettiğinin haberini bile vermemiş sana, yolda tek kaldığında anlamışsın gideceğini.


şimdi ya umutlar çoktan bitmiştir ya da yeni umutların vakti gelmiştir. kim bilir ; dinlenmek için gittiğin yerde, dinlenmek istediğini hissettiğinde anlayacaksın belki.

17 Ocak 2025 Cuma

gözlerim arasın seni

akşamüstü yürüsem sokaklarda, yüzüme vuran tatlı rüzgârı sen de hisset isterim. geçsem her bir yolu teker teker, karşımda bana gülümseyen bakışları sen de gör isterim. yan kaldırımdan bir çocuk geçse mırıldanarak şarkısıyla, o şefkatli tınıyı sen de duy isterim. eşlik etsem kulağımda çalan şarkıya, sen de benimle birlikte söyle isterim. kalbim mutlulukla dolup taştığında, içimdeki sevgiyi sen de hisset isterim. ve gözlerim dolu dolu baktığımda tüm hayatıma, yanı başımda olmanı isterim. 

ne zaman ki bir güzel bir şey görürüm, sensiz içime sinmesin isterim.


21 Ağustos 2024 Çarşamba

pencere önü çiçeği

birinin toprağında çiçek açmaya çalışırken bulmuştum kendimi. bahçesinin kenarındaydım, belki biraz sulasaydı açacaktım. diğer çiçeklerini suladığı gibi beni de sular diye çok beklemiştim, o benim açmaya çalıştığımı fark etmemişti bile. günlerce, aylarca bekledim böyle, fark edip beni de bahçesine alsın diye. olmadı, görmedi. sanırım onun toprağında benim yerim yoktu. 

bir gün bahçenin kenarından geçen biri geldi yanıma önce toprağıma baktı kurumuş bu dedi, yanında şişesi içinde de azıcık su; hiç düşünmeden döktü toprağıma. canlanmaya başladım o anda. biraz dokundu solan yapraklarıma, fark etti ki yanlış topraktayım; açamam burada. ertesi gün yanıma gelip aldı beni o topraktan güzel bir saksının içine koydu, toprağımı değiştirdi. evinin penceresinin önüne götürdü beni. 

bu toprakta, bu evde o kadar güzel bakıyordu ki bana dünyanın en güzel çiçeği bendim sanki. güneşiyle beni yetiştiren, sevgisiyle beni büyüten bu evin pencere önü çiçeğiydim ben; toprağımı bulmuştum.

1 Eylül 2023 Cuma

eve vardığımda yazacağım

durmadan yol alıyorsun peki varabildin mi evine diye sormuştun bir keresinde. evimin nerede olduğunu kestiremiyorum, durmadan yürüyorum belki rastlarım diye, diyememiştim. itiraf etmeliyim ki evimi kaybettim, bulamıyorum. belki evimi başkaları alıp değiştirdi, tanıyamıyorum. kilidi bile değişmiş biliyor musun, bendeki hiçbir anahtar uymuyor ona. ne içeri girebiliyorum ne de kapıyı çalabiliyorum. anlıyorum ki burası benim evim değil artık, kapısını çalamadığım hiçbir yer evim değil.

peki ev neresiydi? vardığında bir kez olsun ben buraya ait miyim şüphesine düşürmeyen yerdi. kapıyı çalmak istediğinde gözlerini buğulandırmayan yerdi. binlerce evin içinden yalnızca senin görebildiğin yerdi.

şimdi evim nerede bilmiyorum, ona çıkan yolları bilmiyorum. adresini bilen kimse de yok, soramıyorum. onu bulmak için geçmem gereken daha çok yol var belki. yanlış sokaklara sapacağım önce. o sokaklarda bazen, evimi buldum sandığım bir anda, tüm cesaretimle kapıyı çalacağım ; açan kimse olmayacak belki, geri döneceğim. yine de devam edeceğim yürümeye, elbet varacağım evime. kokusundan, bana gülümseyişinden bileceğim.

5 Temmuz 2023 Çarşamba

ileriye bakmak iyileşmektir

ileriye bakıyorum , ne gördüğümün önemi olmasa bile. orada hayal ediyorum kendimi ; ileride. belki var olurum , belki hiç olurum ama elbet ileride olurum. gerideyken ne olduğumun bir önemi var mıydı? yazgım her seferinde tekerrür etti. aynı sancılarla sardı bedenimi. geride kalmak, sancımı sevmek olacaktı belki de. 

sancımı sevmek değil isteğim, yeni sancılar edinmeliyim. yeni sancılarla iyileşmeliyim. yazgım tekrar yazılsın da tekerrür etmesin dileğim. 

bileğime damlattığım lavantanın ruhumu dinginleştirmesi gibi, tüm hayatım lavanta yağmuruna tutulsun istiyorum. 

acıdan gözlerim dolmadan, geride bıraktığım yazgım kulağıma fısıldamadan, sancılarım başa sarmadan ileriye gitmek istiyorum. çünkü ileriye bakmak iyileşmekse ileriye gitmek yaşamaktır belki de.

12 Eylül 2022 Pazartesi

ama benimki büsbütün veda etmekti

veda etmek ve vedalaşmak...ikisinin farklı şeyler olduğunu bir yıl önce öğrenebildim. meğer benim bildiğim şey vedalaşmakmış veda etmek değil.
bunca yıl vedalaşmıştım sevdiklerimle bir yerlerden gelirken ya da bir yerlere giderken. vedalaşırken kucaklaşmalar, gözyaşları, hüzünlü bakışlar ve türevleri oluyor herkeste. karşılıklı oluyor , gidişin anlam buluyor. ama veda etmek öyle mi ? bekliyorsun , bekliyorsun , gözlerin yollarda ya da üç dört kelimelik bir hoşçakal mesajında kalıyor belki. ama kalıyor işte , öylece.
benimki de büsbütün veda etmekmiş. öğrenmek bir yılımı aldı belki ama öğrendim bir şekilde. veda etmek öyle can yakıcı ki vedalaşmaya çabalıyorum her seferinde. üstelik fark ettim ki vedalaştığın yerlere gitmek için can atarken veda ettiğin yere gitmek de gelmiyor içinden. gözünün yolda kaldığı gibi gönlün de kalmış o yolda. şimdi o yollarda başkaları vedalaşıyordur belki , onları görürsem canım yanacak biraz ama onların veda etmediğini bilmek teselli olacak az da olsa.
veda edenlerden değil , vedalaşanlardan olmak ümidiyle..

seni yeniden görmek çok güzeldi

 bugün çocukluğumla buluştum. giderken ona bir buket çiçek aldım gördüğünde çok heyecanlandı ve "doğum günüm bile değil neden aldın...